2 Mart 2014 Pazar

Bu Mülakat da Benden Size

Mülakatlar olur ya hani... Kendini 2.8 kelimede nasıl anlatırsın, seni neden işe almalıyız, kendinle ilgili sevdiğin 3 yönün nedir filan fişman diye sorarlar. Biraz da biz uyuzluk yapsak çok mu olur dedim yahu, hayallerde yaşıyoruz hani?

Tamam, var elbet kahve ısmarlayıp sohbet edenleri... Ama hedef kitlemiz sıkıntılı olanları. Kurumsal çarkların emrinde uyguladığı adımların dramını yaşamakta olan İK çalışanı; ihtimal vermek istiyorum senin de saçma bulabileceğine tüm bu adımları. Of be anam; varsa sizin de bir dramınız, beklesin sırasını.

Beni hafiften Kemal Abi'nin Kiracı'da girdiği hislere sokan bir şiiri tarif edeyim dedim aşağıda; aylık onbinler kazanan, janjanlı pozisyon isimlerine sahip, ahlaktan çok elbise kumaşı kalitesini önemseyen malum takıma... Bileni çıkarsa bedavaya çalışmaya başlarım ona, daha da heyecanlı olur.

Şehir hayatında rutinlerin içine girmiş ve hepsiyle bütünleşmiş olan bir yolculuğun, hayata dair zihnimize yansıttığı özlemleri su yüzüne çıkarışıdır bu bence. Sevmediği bir şehirde, hoşnut olmadığı bir koşuşturmacada yapılmakta olan hayat mücadelesi, bir başka deyişle… 

Dört bir yanı sarmış olan bıkkınlık, bizzat kendisinin nedeni olan şeylerle yaşamaya devam etmemiz gerektiği noktasındaki gerçeklik ile çarpışıyor: Bu çemberden kurtulmak için kurulan planlar, hayata geçirilemediği her an, kendi özlemini daha da fazla büyütüyor içimizde.

Geçip gitmekte olan zamanın, dozu gittikçe artmaya meyilli olarak bünyemize salgıladığı tedirginlik, sorgulama yeteneğimizi köreltiyor belki de. Doğru soruları soramamak, sonuçları görmemizi engelleyip, rutinden kurtulmak uğrunda uygulanmak istenen planların aldatıcı tatlılığına tatlılık katıyor belki de: Görmek istemediğimiz, ulaşmakta zorluk çektiğimiz gerçek; bizi bekleyen acıyı saklıyor olabilir mi?

Farkına varılan ikilem, sonsuz bir döngüde kapısını aralıyor başka ikilemlerin. Artık zihindeki yorgunluk kaçınılmaz… Öyle ki, ileriyi düşünmekte olan zihin, teselliyi ve bir nebze dinginliği orada bulmayı umduğundan mıdır bilinmez, hatıralara teslim ediyor kendini.

Akmaya başladı mı durdurulması güç bir süreçtir hatıralar geçidi. Beraberinde güzelleri getirdiği kadar, pişmanlıklarla dolu olanları da sürüklemişliği vardır. “Keşke”ler bitmez ve bitmemiştir; yeri gelir vapurun sesinde bile hissettirebilirler insana kendini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder