* Şimdi tabii bu fitnıs filan iyi güzel de, geçenlerde spor çıkışı bir piiz store önünden geçerken içeride masalara kurulmuş biraz demlenen biraz da iki lafın belini kıran insanları gördüğümde fark ettim ki, ben şöyle bir cuma akşamı işten sonra çıkıp iki tek atmayı özlemişim yahu... Geçerken yavru kedi gibi baktım içeridekilere, gören olsa acır ve masasına davet ederdi. Bize de yazık değil mi? Yanlışsam düzeltin lütfen sevgili Norm, sevgili Peter ve sevgili Homer...
* Peki ya İETT'nin bu yeni sarı otobüslerine ne demeli? Hiç biriniz de bahsetmemişsiniz köftehorlar; hepiniz mi patronsunuz len, hepiniz mi işe arabayla gidiyorsunuz? Mavi kare içine pembeye çalan kırmızıyla hat numarası, ilk durak ismi yeşil/son durak ismi beyaz otobüs tabelası mı olur? Görsen Wild Gunman ekranı sanırsın, ufak çocuk görse şeker zanneder; istiyorum diye anasının babasının kafasını ütüler. Uzaktan fark edilmesini sağlasa da, iç içe geçmiş renkler yüzünden dibine gelene kadar ne yazdığını anlamıyorsun. Üst üste binilecek kadar yoğun olan hatlara, eskisinden daha ufak araçları tahsis etmek de anca bu topraklara nasip olurdu zaten... Bu renk kombinasyonlarını gördükten sonra, daha da Picasso tabloları için, bacağı ağzına girmiş bu ne böyle filan demeyeceğim. Çünkü İETT bize o renklerde sevgiyi anlatmış, yersen.
* Seksi kadın dedin mi, bunun değişmez cevaplarından biri -her ne kadar program eskisi kadar iyi olmasa da- Scare Tactics'in sunucusu olmalı. Bence insanoğlu bunda mutabık kalmalı... Scare you later deyip de gidişi yenir, net.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder