28 Şubat 2013 Perşembe

Ulan Dur O Zaman Ben de Yazayım

Aslında zaman olur çok gezer, zaman olur çok pinekler insanoğlu. Hayatındaki en önemli amacının, o an odada bulunan sivrisineği vurmaya indirgendiği dakikaların ardından çöküyor bazen o miskin boşluk. Dürüst ol, 1 saate kalmadan beyin ameliyatına girecek bir doktorsun belki; ama sen de yaşadın bu ikilemi. Vallahi öyle bak, kafiye olsun diye yazmadım. Ki güzel kafiye yaparım, bilirsin.

2 ay önce, bilgisayarının yanında bir televizyon olsa çok mutlu olacaktın, internette yazışmakta olduğun arkadaşın canlı yayının tekinde yaşanan bir absürdlükten bahsetmişti sana çünkü. Bakmak için salona gitmeye üşendin; ama dün maçtan önce 4 saat ayakta takılıp demlenmeyi dert etmiyordun. Büyük efor! Şimdi o televizyon hemen yanı başında fakat bu sefer de filanca kanalı açmanı söyleyen arkadaşının yokluğundan mıdır, yoksa eve kapanıp film üstüne film izlemeyi özlediğin günlerin tersine 2 hafta boyunca fena halde gezip-tozmanın getirdiği üşengeçlikten midir bilinmez; iki arada bir derede kalmanın memnuniyetsizliğini yaşıyorsun.

Yani demem o ki; sıcak olsa serini, soğuk olsa ılığı arıyorsun.

Belki de bu dakikalarda Tottenham taraftarı olmanın son senelerdeki genel hissiyatını anlar gibi oldun, kim bilir. Ne alaka deme, dur dinle. Tablonun önünde dikilirken, yanındaki arkadaşına Purgatory is kind of like the in-betweeny one. You weren't really shit, but you weren't all that great either. Like Tottenham diyen adam geliyor aklına. Şimdi anladın mı? Allah var güzel replik, ziyadesiyle açıklayıcı da. Anlamadıysan benim sorunum değildir muhtemelen. Hangi filmdi o? Dur şimdi dur. Demin bilgisayar başı dedim, değil mi...

Viski de var şans eseri. Konuşmak isteyebileceğin kişilerin sanal bir kibrit kutusu görünümündeki platformun üzerine dizilmiş olması ve müzik de cabası. Maç günü sonrasında galibiyetin keyfini çıkarmak için daha fazlasını isteyemezsin. Lan tamam da, o zaman niye birkaç saat sonra her şeye rağmen birilerinin yokluğu seni ağlatır gibi oluyor? Bir ses, bir nefes olsun... Olsun, olsun ama, Arjantin maçının olduğu akşam da Hadi amcanlara gidelim demesin. Maç saatini de yanlış hatırlamışsın zaten, geçmeyecek şimdi şu 2 saat. Bu arada fark ettim de; çok fazla rakam kullanmışım yazıda. Rakam. Olsun. Rakkam diyenlere karşı olan gıcıklığımı ise şimdilik bastırmayı yeğliyorum.

O zaman, ola ola, selam olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder